KARADENİZDE DOKTOR YILANLAR TEDAVİ EDİYOR
BU YILANLARIN İNSANLARI TEDAVİ ÖZELLİĞİ VAR BUNU YAPMAK YÜREK İSTER AMA ŞİFAYI VEREN ALLAH'IM ONLARI SEBEB KILDIYSA İNSANOĞLUDA BUNA KATLANMAK ZORUNDABayburt'un "doktor yılanlar"ıyla ünlü Kırkpınar köyü'nde adeta bir festivale dönüşen yılanlı tedavi sırasında soğuk anlar yaşanıyor.Bayburt’un “doktor yılanlar”ıyla ünlü Kırkpınar köyü’nde adeta bir festivale dönüşen yılanlı tedavi sırasında soğuk anlar yaşanıyor. Yılanlara karşı alerjisi olan bazı hastalar, baş ağrısını gidermek için yüzlerine oturtulan yılanların tedavisi sırasında çığlıklar attı.Yılanları tedavi için kullananlarsa her seans için 5 yeni Türk lirası lira tedavi ücreti alıyor.
Kırkpınar köyü Muhtar baş azası Şakir Göktaş, babadan kalma yılan tedavisi için yurt dışından bile tedaviye gelindiğini, 1 Mayıs ile 10 Haziran tarihleri arasında her yıl yılanlı tedavinin yapıldığını, ama bunun zaman zaman istismar edilmesinden yakındı.
Karadenizolay.com (Bayburt-özel)- Her yıl geleneksel hale gelen yılanlı tedavi, haziran ayının ilk haftası sona erecek.Tıbben çaresiz hastalıklarda etkili olduğu halk dilinde yaygınlaşan Yılanlı tedavi de bu yılda yüzlerce hasta şifa arayışındaydı.Yılanların tedavisi sırasında yılanlara karşı hassas olan bazı hastalar, korku krizine girdi.
İnsanların oldukça soğuk buldukları bir sürüngenden şifa umuduyla binlerce kilometrelik yolları kat ederek geldikleri Bayburt’un Kırkpınar köyündeki yılanlı tedavi de bu yılda adeta bir şenliğe dönüştü. Kiminin dizleri, kiminin gözleri, kiminin müzmin başağrısı, kiminin de romatizma ama asıl yılancık hastalığı için özellikle şifa dağıttığına inandığı doktor yılanlar bu yılda yüzlerce vatandaşı tedavi etti! Tedavi sırasında bazı vatandaşların korku çığlıkları atmasına rağmen yakınlarının zorlamasıyla tedavilerini tamamlaması dikkat çekti.
Seansı için 5 yeni Türk lirası ücret alınan yılanlar, hastalıklı bölgeye oturtularak kndi haline bırakılıyor. Soğuk masaj şeklinde yılanların kendi başlarına hastalıklı bölgeyi terk etmesi, seansın bittiği anlamına geliyor. Küçük büyük ve özellikle de çarlı (yöresel örtü) bayanların öncülük ettiği yılan tedavisi için bu yıl oldukça fazla miktarda yılan, sahiplenildi. Tedavi sezonu her yıl 1 Mayıs’ta başlayıp 10 Haziran’a kadar sürdürülen Kırkpınar Köyü Muhtar baş azası Şakir Göktaş, babadan kalma sayılabilecek yıllardan bu yana sadece yurt içinden değil yurtdışından da tedavi için gelenler olduğunu, uzak yörelerden gelen hastaları köy konağında ağırladıklarını ve bir çok kişinin tedavi olarak köyden sapasağlam ayrıldığını söylüyor.
Yılanlı tedavinin özellikle yılancık hastalığı olarak bilinen yaralı hastalıklar başta olmak üzere ağrılı hastalıklarda da etkili sonuçlar verdiğini ifade eden baş aza Göktaş, “köyümüzün adını alan Kırkpınar, bu tepeden 40’tan fazla yerden çıkan gözelerdeki su ve yılanların verdiği şifa ile köyümüzde hasta akınına uğruyor.Şifa var ama yılanlardan mı suyumuzdan mı bilemem ama bir çok hastanın buraya kötürüm gelip sağlığına kavuşarak gittiğine tanıklık ettik ve ediyoruz” diyor.
Halil Batmaz 11 yaşında olmasına karşın aile bütçesine hastalara yılan oturtarak katkı sunarken günde 50 ytl gibi ücret aldığını ifade ederken, çok sayıda yılanın sahibi Naime Demirhan ve Gülfiye Batmaz’da yılanlar sayesinde bir çok hastaya derman olmanın mutluluğunu yaşadıklarını, kendilerinin sadece yılan tedavisine aracılık ettiklerini ifade ediyorlar.
Hastaların zaman zaman yılanlardan ürktüğü ve tedavi sırasında korku krizlerine de girebildiği yılanlı tedavi de vatandaşlar, herhangi bir yara veya ağrı için yılanlara katlandıklarını ama bunun faydasını gördüklerini de ifade ederken, kimilerinin de bu tedavi yöntemine karşı çıktığı ve bu işin istismar edildiğine dikkat çekiyor.
ÇOCUK VE YILAN
Yunus daha 4 yaşında ve ilk kez bir yılanla karşılaşıyor. Tabi babaannesinin dizine konmuş yılanın zehirli olup olmadığından haberi bile yok, gerçi yılanlar zehirlide değil ama Yunus'un yılanla ilk tanışması işte burada oluyor. Önce Babaannesinin ayaklarına konulmuş yılanı şöyle bir parmakla yokluyor..
Artık yılanı tanıdı Yunus, şimdi sıra tek başına dahada büyük bir yılanı tanımaya, önce seyretti belki biraz ürkekti ilk bakışta ama o salt zararsız bir hayvana bakar gibi baktı kuşkusuz ama hem biraz çekinerek ve de temkinli bir şekilde sokuldu yılanı tutan elin yanına ve sonra gözlerini kapadı dokunmak için yılana.. Hoş çevreden yukselen seslere kulak asmasaydı belki hemen tutuverecekti yılanı ama işte o sesler belkide bıraz ürküttü Yunus'u.Ama başardı tutuverdi yılanı şöyle belinden sıkıca kavradı üstelik, sonrası geldi zaten. Yunus artık yılana daha da ısındı ve diğer elini de yılanın kuyruğuna götürmek istedi.
Uzandı babasının kucağında onu seyreden kardeşi Bedirhanın garip bakışlarına aldırmadan yılanın kuyruğuna ve dokundu yılanın soğuk tenine,sıkıca kavradı.Belki de yılan çok sıkıldığını hissederek bir tepki verdi ve Yunus birden çekti elini bırazda ürkerek.
Yılanın elinin içindeki hareketi belki de bir an uzaklaştırdı onu yılandan ama sonra kardeşi Bedirhan geldi ağabeyini kıskanarak belki uzandı yılana babasının itirazlarına inat ve o da tuttu yılanı sonunda ağabeyinin bakışları arasında. babası yunsu'la Bedirhan'ın bu kıskançlık güdüsünü fark ederek gülümsedi çocuklarına ve Yunus bu durumu sadece merakla seyretti. Ne eksik etmişti ki anlamaya çalıştı ama yok Bedirhan yılana tutmayı ağabeyinin rahatça tavrından aldığı cesaretle başarmıştı bunu o yılanın ne olduğunu belki Yunus'tan da beter bilmiyordu, belki canlı bir oyuncak diye
tutuvermişti yılanı ve sonra Yunus ayrıldı oradan yılanlarla olan bu ilk macerasını orada yılanların çok sevdiği ve yıkandığı gözeden çıkan berrak suya koştu ve ellerini yıkadı sıyrıldı yılanın tılsımından. Böylece sona erdi yılanla çocuğun hikayesi.. tarih mi 22 mayıs 2005'ti.. kırkpınar'da bu sahneler yaşanırken...